Gülistan Kenanoğlu
SERGİGülistan Kenanoğlu’nun, mekana özgü yerleştirmesi olan ‘’Bir Rüya Görmek’’ boşlukta bir alanı sınırlandırarak, mekan oluşumunun ilk evresini tarifler gibi görünebilir. Ancak burada mekan, bireyle etkileşim sonucunda gelişip dönüşürken bireyi de dönüştüren, temsillerle yüklü bir oluşum olarak karşımıza çıkar. Mekanda sabit olmayan bir noktaya ve sınırlarının muğlak tanımına bağlı olmayan bu yer anlayışı, kimliği anlama biçimlerimizde de baskın olarak ortaya çıkar.
Kenanoğlu’nun, anı biriktirilemeyen, ilişkilenmeden kopuk “yok - yer” mekanında, yer ve özne ilişkisindeki ayrışma, döngüsel dünyada bireyin bulunduğu yer ve onunla ilişkisinin kopuşu hissedilir. Herhangi / hiçbir yerde bulunma hissi -yersizleşme- sonucunda kullanıcı kimliğini, bu belli-belirsiz çevresel karakter ile özdeşleştiremez ve bir bakıma nerede olduğunu bilemez. Öte yandan, bu mekanı anlamlı olarak kavrayabilmek için, kendini oryante etmeye çalışır.